İnsanların başına hayatında kötü şeyler gelir. Herkese gelir. Kim için hangi olay kötüdür o tartışılır. Biri der senin ki kötü mü benim başıma bu geldi. Ağır zanneder veya gerçekten haklıdır. Mühim olan bu değildir ama. Önemli olan kişinin yaşadığı kötü olaylardan sıyrılabilme yeteneğidir. Kimi kaldıramaz bazı olayları, çünkü güçsüzdür. Hayatın ona vurmaya çalıştığı darbeleri savuşturamaz veya ona karşı gelmek zor gelir. Kendini güçsüz hisseder veya zanneder. İşte en kötüsü de budur biliyor musun? Hayat herkese gülmez. Zaman zaman ağlatır. Ağladıktan sonra göz yaşlarını silebilir, ertesi gün gülmeye devam edebiliyorsan ne mutlu sana. İşte güçlü insan. Unutma hayatın kötülükleri güçsüzlerin peşindedir. Bırakmaz onların yakalarını. Bir kez hissettirdin mi ondan korktuğunu sıçtın demektir. Ne yapar eder bulur seni. Uğraşır seninle. İşte bu yüzden koyacaksın tekmeyi, siktir git diyeceksin. Sen beni tanımıyorsun hayat sen kimsin diyeceksin, artistlik yapacaksın, üstüne yürüyeceksin. O seni yaşadıklarının bir yerinde hapsetmeye çalışacak. Sen dürüst olacaksın. Çıkacaksın o hapishaneden. Güçlü olacaksın yıkacaksın o duvarları. Konuşacaksın insanlarla kandıracaksın hakimi. Hayata küsüp o taştan dört duvar arasında kalıp, kafayı yemeyeceksin.
Bu hayat çok şerefsizdir. İnsanları zayıf tarafından yakalar. O seni yakalasa bile kıracaksın kolunu kurtulacaksın. Seni oyalama, harap etmek için karşına çıkaracak bazı tipler. Ama o malın yandaşı kim olur? Gereksiz, beş para etmez tipler. İşte sen bunu bileceksin. Seninle uğraşmak için sana bu tipleri göndereceğini. Akıllı adamın ne işi olur hayatın bu piçlikleri ile. Doğru insanı çıkarmaz karşına. Nerde zırtaboz var onu gönderir. İşte bunu farkettiğinde karşına çıkanların ne kadar basit, gereksiz olduğunu bildiğinde senin için bunlar üstüne basılıp geçilmesi gereken birer çöp poşeti gibi gelecek. Ezip geçeceksin. O poşetin içindeki pisliklerin ayağına bulaştığında moralini bozmayacaksın. Sinir olmayacaksın. Az biraz ilerlediğinde ötedeki suya ayağını sokup çıkaracaksın. Temizleyeceksin ayağını. Bir pisliği bir yerden alıp diğer bir yere taşımak olacak sadece görevin. İnan bana bu tip pislikler hep karşına çıkacak. Dolu amınakodumunun dünyasında bunlardan. Ama ayağına bir kere bulaştı mı bu meret, bir dahaki adımlarını dikkatli atmayı öğretecek sana. Bastığın yerlere bakacaksın. Bulaşamayacak bir daha bunlardan biri ayağına. Eğer hiç bulaşmasaydı bilemeyecektin bunu.
Hayat çeşitli sınavlardan geçirir insanları. Kimi kalır, bir daha kalır. Bitiremeyeceğini, kurtulamayacağını düşünür, pes eder. Cahil, cahil dolanır ortalıklarda. Kimi girer büte aslanlar gibi geçer. Etrafına der ki lan bu mu üzecek, engelleyecek beni. Bunlar benim vaktimden fazlasını alamaz. Takmam ben bunları. Bitirir giderim, hayatıma devam ederim. İşte sen onlardan birisin. Tabiki eski notlar karşına çıkabilir zaman zaman. Ama sen işini gücünü oturtunca artık hayatın bu derslerindeki bütünleme sınavları bir daha çıkmaz karşına. Yeni bir hayatın olur, mis gibi devam edersin. O geride kalanlar kendini bir bok zanneder, kazandığını düşünür. Ama asıl kazananı tahmin edemez. Çünkü öyle bir kapasitesi olsaydı böyle şeylerle uğraşmazdı.
Yani diyeceğim şu ki sen ne kadar iyi insan olur, ne kadar güçlü kalırsan hayatta, ayağına takılan çamurlar güneşi gördüğünde kuruyup dökülür giderler. İşte bu yüzden senin ayağının zaman zaman kirleneceğini ama sonunda hep temiz olacağını bilen biri olarak konuşuyorum. Seni seviyorum hayat.