Home

Bilinmeyenlerin Toprakla Buluşması

Bazen insan bazı şeyleri kurcalamaya kalkar. Sebepsizce,amaçsızca. Neden yapar peki bunu ? Kendi de bilmezki. İçinden geldiği gibi hareket etmeyi sever bence. Bencesi değil böyle çünkü. Neyse bu her zaman kafasında bir algı oluşmasını sağlamıştır bunca zamandır. Bence haklı. Bu algıları kendi uydurmadı değil mi ? Aklına birileri soktu.

İlginç olan bu olaylar karşısında hep geri düşmesi gerekirken kendinden beklenmeyen bir kişiliğe bürünür. Beklenmeyen ama kendisini o kişi olduğunda büyünün bozulmayacağına inandığı birine. Bir olur iki olur bu sayı gittikçe artar. Kaldıramayacağı şeyler öğrenmiştir artık. Ama yine aynı olgunlukta bunları da görmezden gelir. Karşı tarafın aklının ucundan geçmeyecek şeyleri kesin olarak biliyordur artık. Ne garip değil mi ? Bunları çok basit bir şekilde öğrenmesi. Filmlerde olur ya olması gereken şey oluverir, sen de “Yuh artık lan,adamdaki şansa bak !” dersin. Aynı o misal.

Peki bunları senin önceden bilmen gerekmez miydi ? En başından. Evet,gerekirdi. Önüne sunulan bir,iki şeyle seni kandırmıştı belki. Bunu düşündürtür sana aradan çokca bir vakit geçince. Acaba esas nokta neydi ? Tahmin et. Yok artık canım ! Belki de.. Belki de sebep buydu. Bu hal,bu tavır,bu düşünce ! Bence çok mantıklı. Zamanında yapılan hatalar yok mu hep seni geride kalmaya zorlayan o hatalar. İşte bunun sebebi bu. En güzelini hakederken seni bir adım geri iten. Sence seni geri itmelimiydi ? Bence başta itti. Sonra onlarla yüzleştin. Ama eksikti. Birkaç eksiklik seni itmeye devam etti.

Sonra ortamın değişti. Seni daha da itti. Sonra biraz daha ilerledi seni iten şeyler seni yenmekten vazgeçti. Dedin ki kim o lan ! İşte burada gururun,kişiliğinde bitti. Sen onu yendiğini sandın ama tam tersi. O seni öyle bir yendi ki bunu yıllar sonra anlayacaksın. Ve gariptir ki o da herşeyi biliyormuş. Aslında kandırmaya çalıştığın kişi. Ama sana birşey diyeyim mi,o baştan beri tüm bunları biliyordu.

Yaptığın birkaç hareket var. Bu onun bildiklerini de tescilliyordu. Ha hoş elinde somut şeyler de vardı. Ama birkez dahi olsun sana söylemedi bunları. Sadece sana değil hiçkimseye. Bütün bu olanlar sonrasında yine yüzü ak biri var. O kim biliyor musun ? Yine o. Bence teşekkür etmelisin. Birgün tüm bu çılgınlığı anlatacak birine. Sonra tüm bu bilinenler aynı toprağın altında kaybolup gidecek..

Kaybeden Sen Olursun

Bazen insan ne düşüneceğini bilemiyor. Bugün kendimi test ettim. Beklenmeyen bir sonuç. Üstümdeki baskı gitti tamamen. Aslında çok kolaymış. Kendin olman yeterli her işte. Zaman zaman eski sen. İşte o zaman mükemmelsin. Peki neden zaman zaman ? Bende bilmiyorum. Nefretle savaşa çıkılabilir mi ? Sonu ne olur peki ?

Tam olarak net tanıdığım insanlar var. Aslında farklı görünmeye çalışıyorlar. Ama eminimki kendileri de garip. Huzursuz. Onlarınki neyin nesi sence ? Gurur bence. Boş gurur. Zamanında çiğnediler kendilerini. Ama zamanla yine aynılar. İnsanlar garip dostum. Eski heyecanını alıp gidiyorlar bazen. Artık mutlu olacağın şeyi de söküp gidiyorlar senden. Bile bile hemde. Amaç ne peki ? Kendilerini kurtarma çabaları. Senin sayende elde ettikleri son dalları. Seni düşünen mi var peki ? Tabiki hayır. Unutma dost, bu dünyada herkes kendini düşünür. Sende kendinden başka kimseyi düşünme. Yoksa kaybeden sen olursun.

Kadın Nedir ?

Kadınlar garip yaratıklar. Ne zaman ne yapacağı belli olmayan insanlar olarak tanımlayabiliriz. Sürekli erkeklere laf eden ama erkeklerden daha vefasız olanlardır. Onlar senden daha fazla düşünür gibi yapanlardır. Çaktırmazlar hiçbir zaman durumu. Seninle oynarlar anlayamazsın. Son zamanlarda etrafıma bakınca birsürü örnek gördüm. Hepsinde de aynı olay. Erkeğin onun için yaptıklarının farkına varmayan,olayları anlayamayan kendi egosunda insanlar. Ha mükemmeller ya ondan tabi. Kendi deyişleri bu.

Duygu olarak bir kadın bir erkeğin yanına bile yaklaşamaz. Sevgisi hiçbir zaman geçemez. Kabullenemezler bu durumu nedense. Çıldırtırlar adamı ama kendini haklı görür her zaman. Sevgiyi oluşturan erkek,yıkansa hep kadın olmuştur bu hayatta. Çünkü erkek yıkmayı bilmez,bilenin adamlığından şüphe edelir. O kişi adam olamamışsa erkek de olamamıştır.

Kaybedenler Kulübü‘ne Hoşgeldin

Bilmediğimi sandığın şeyleri bile bilmek diye birşey var. Hiç saklamadığın şeylerin yanında sakladıkların gibi.

Saklamadıkların ağır şeyler olsa da söyledin. Ya sakladıkların basitti bunlar. Saklamandaki amaç neydi peki ? Seni de anlıyorum ama anlamsızca. Bunları söyleyen biri diğerlerini görmezden gelebilir mi ? Hala elinin altında tutabilir mi ? Tutmak mı ister ? Onlarsız mı yapamaz ? Yoksa görmemizlik mi ? İşte bunların cevabı hep sende.

Kilitli kapıların anahtarı olmazsa o kapı duvar olur,sonsuza kadar orada bekleyen de ahmak olur. Ya çilingir birini bulacaksın ya da kapıyı sen açacak o kişiyi ağırlayacaksın.

O değilde o orada kaldı benimkiler anlık gitti ya esas değer burdadır. Sözcüklerin anlamı elektronik ortamda değerlendiğini gördüm. Hadi ilkine vereyim,küçüklüğüne. Hep oradan bir parça bıraktın. Buradan koca bir sıfır.

Yaptığın şeyde söylediklerim aklına geldi bu günlerde emin ol. Ama inatla yaptın. Belki de bunu sen istedin. Peki ne istedin ? Beklediğinin farkında mıydın ? Olsun buna da he der geçeriz. Çünkü ağızdan bir anlık çıkan iki harfli bir sözcük bizim için,basit.

Merak etmiyor değilim bazı konuları. Anlık ama sürekli olanından değil. Vakit kısıtlı,hayat kısa sadece. Kaybedenler kulübüne hoşgeldin. Çünkü kaybeden bir tek sendin.

Pişmanlık

İnsan pişman olur mu ? Oluru var ya da yok bu insandan insana değişir.Peki bu değişikliğin sebebi nedir ? Kişilik farklılıkları.Yaşadığın çevre.Gördüğün çevre olarak bahsedebiliriz kısaca.Tabi bunu uzatıp ayrıntılı olarak konuşabiliriz.Ama buradan olmaz.Gel sana bir fincan kahve yapayım.

Bence ne yap biliyor musun ? Pişman olduğunda seni pişmalığa sokan kişinin eksilerini düşün.İnan bu seni rahatlatır.Sen ne yapmışsın da o da bunu yapmış.Belki sen daha iyisindir ondan ama o sana bunu farklı yansıtmıştır.Senin öyle hissetmeni sağlamıştır.Bunun arkasını ara her zaman.Dünya garip bir yer.Daha yaşım kaç çeşit çeşit insan gördüm,tanıdım.Herkesin kafası pırıl pırıl.Yüzde yüz anlaştığım dediğin insan yoktur.Annene,babana kadar.Bir düşün istersen her konuda anlaştığın biri imkansız.

Burada sana düşen görev kendini rahatlatmak.Yapabilir misin bilmiyorum.Başta zor gelir belki ama sonradan bir bakmışsın kendiliğinden oluveriyor.Bazen Türkçe dil bilgisi ve imla kurallarına dikkat etmiyorum;pişman değilim ama.Serbestlik istiyor insan an an.Neyse konuyu dağıtmayayım.Bazı insanların değmediği şeyler vardır.Bu kadarını hak etmeyen insanlar.Fazla çünkü onlara o.Herkese hak ettiği değeri vereceksin anlamında.Sana ne katıyor da katlanıyorsun ki ? Senin ona verdiklerin onunkinden fazlaysa.Ha sağda solda konuşabilir.Takacak mısın peki onu ? Ne gerek var.Kendini söylediklerine inandıran birini takmanın anlamı ne.Fikrini değiştirebilir misin ? Buna gücün yetmez,sanmıyorum.O sana der daha sen sabit fikirlisin diye pişman olursun yine dediklerine.Ama baştan söyleyeyim olma.Sen doğru olanı yapıyorsun.

İnsan psikolojisi derin konular.Bir sürü bilimsel araştırma bile yapılmış bu konuda.Sonuç ne peki ? Genellemelerden ibaret sadece.Her insan bir değil çünkü.Yok eline bak,yok hareketlerine bak.İnsanlar böyle genellenir mi yahu ? Gözüne bir bak,kalbine bir bak,hisset.İnsanı anlatan hareketleri değil,hislerini anlamaktır derim.Yanıltmayan şeylerdir bunlar.Ha sen hissedemiyorsan bu senin sorunun.Ona diyecek bir şey yok.

Nereden nereye geldik yahu.Bağlayalım artık konuyu.Pişmanlık an ve anlık değişen bir şeydir.Bugün pişman olduğun şeye ertesi gün olmayabilirsin.Olmadığında anla ki üstüne bir şeyler daha koymuşsun.Biraz daha tanışmışsın hayatla.Çok fazla pişman olmayacağın bir hayata devam etmen dileğiyle.Bundan sonra buralardayım arada yine konuşuruz.İyi geceler arkadaşım benim.

Hiçbir Şey

Kaçırdım yazdıklarımı. Neyse hayırlısı. Yeniden başlayalım;konu aynı,kelimelerin fısıldadıkları farklı olsun bu sefer. Uzun zaman oldu görüşmeyeli. Nasılsın bakalım ? Önce hal hatır sorayım,sonra vaktini alacağım biraz.

Neden kaleminin mürekkebini harcıyorsun ? Yüzyüze konuşmuyorsun diyebilirsin. Bunun bir anlamı olmalı değil mi ? Bundan bahsetmeden önce neden hep sana soru soruyorum sence ? Mesela şu an gibi. Anlatayım hemen. Ben soru sormayı çok severim.Karşımdaki her an sorduğum soruya farklı bir yorum katabilir. Ben de oradan birşeyler kapabilirim. Bazen bildiğim şeyleri sorarım insanlara,hem de çok iyi bildiklerimi. Sırf konuşalım diye. Kıymet bilinmez bazen ama. Böyle bir faydası var yani aklında bulunsun.

Aman boşver. Bir örnekle anlatayım demek istediğimi. Benim sürekli soru sormamı kitaplara benzetebiliriz. Filmi çekilen kitaplara mesela. Sherlock Holmes bilir misin ? Ben bayılırım. Kitabını okudum,filmini izledim,dizisini bitirdim. Ne mi oldu tüm bunları yapınca ? Film ve dizilerde belli oyuncular var. Yüzlerini gördüğün. Olay gerçekleşmeye başlıyor. Tüm herşeyi o karaktere yüklüyorsun,sadece onu görüyorsun. Peki ya kitapta ? Yüz yok,mimik yok,güzel yok,çirkin yok. Peki ne var ? En güzeli tabiki “Hayal Gücün”. Okurken kafanda canlanan. Her bireyde farklı bir çehre. Senin okuduğun kitaptakilerle benim okuduğumdakiler aynı kişi değiller. Ne kadar muazzam değil mi ? Hiç bir zaman tanışmamış,birbirini görmemiş kişiler ama aynı şeyleri yaşayıp,aynı hareketleri yapıyorlar.

Benim yazılarımda çok soru sormamın sebeplerinde biri de bu ? Benim sorduğuma herkes farklı cevap verebilir. Bu da tam istediğim şey. Düşünce özgürlüğü. Aslında anlatmak istediğimi anlatıyorum. Bazen çakallık yapıp demek istediğimi sorduğum soruyla sana cevaplatıyorum. Ya da cevaplattığımı sanıyorum. Ama katılmadığın kesin değil.
Yarın yine sorularla karşı karşıyayız. Sorular olmadan olmuyor. Ben yazılarımdan nasıl çıkartayım ki ? Nasıl vazgeçeyim ? Ömrümü devam ettireyim ?

Bugün birsürü soru sordum kendime ? İnsanların kalabalık olduğu bir yerde. Bu arada aramızda kalsın kalabalığa bayılırım. Boşver önceki cümleyi. Herkes ayrı bir kafadaydı. Garsonun biri dikkatimi çekti. Beni de garipsedi sanırım biraz. Her boşu almaya geldiğinde tekrar doldurttum. Napıyor ki bu demiştir bence. Ama farklı bir insandı eminim. Oturup konuşmak isterdim. Belli ki bir derdi vardı,çok belliydi. İncir Reçelindeki kız aklıma geldi. Onun havasında biri. Severim böyle insanları. Derdi olan insanları değil,hayatın farkında olan insanları. Takmıyordu dünyayı. İşinde,gücünde. Amacı çalışmak değil kafa dağıtmaktı belli ki. Ya da sıkıntılarından kurtulmak. Ama sevdim ya,ısındım ona. Kalktığımda ben çıkarken masamı siliyordu. Neyse 5 adım attım telefonum yok. Masada kalmış. Geri döndüğümde gözgöze geldik. Gülümsedi. Çok ciddi biriydi,o an gülmesi ilginçti. Hayatın farkında biri. Öyle saçma şeylere takıp,yorum yapıp,olmayan şeyleri olmuş gibi anlatan insanlardan değil. Böyle insanları görünce seviniyorum,mutlu oluyorum. Pes etmeyen,geçmişte yaşadıklarına takılı kalmayan,önüne bakan insanlar. Onun hakkında iyi şeyler hissediyorum. Gideceğim görmeye yine ara ara. Belki gördükçe benim de gücümü artırır değil mi ?

İnsan hayatına giren kişilerle şekil alır. Herkesin bir artısı vardır. Onları görebiliyorsan zamanla olgunlaşırsın. Sen olgunken seni aşağı çeken, sen mutluyken seni üzen biri varsa düşünmeye başla. Biraz zaman ver,çok değil ama. Durum aynıysa kendini kurtar. Milyonlarca insan var seni artıya çıkaracak. Peki senin o insanın nerede ? Çok yakının da mı ? Uzağında mı ? Kendini belli mi edecek ? Bir ruh gibi gözünün içine mi bakacak ? Kendini gösterecek mi ? Fark mı edemeyeceksin ? Bence ne yap biliyor musun ? Hiçbirşeyin olurunu. Yani ? Hiçbirşey.

Kadın ?

Bir kadın seni seviyorsa sana aittir. Mutlaka bir fotoğrafın vardır bir yerinde odasının ya da cüzdanının bir köşesinde. Onu kaldırtma. Bir kadın seni seviyorsa uyumadan önce dua ediyordur. Hep senin adınla başlayan ve sonu hep seninle biten. Onu susturma. Bir kadın seni seviyorsa sana zarar veremez. Yalnız; kadınlar vazgeçtikleri adamlara da acımayı pek beceremezler bu da kalsın aklında… Seni seven bir kadın sevdiği kadar sarılsa kemiklerin kırılır. Ve bir kadın sen ne kadar güçlüysen o kadar güçlü hisseder kendisini, onu yanıltma. İlk darbe de hemen yere çakılma, ilk imtihanda sınıfta kalma. Ve asla araya umutsuzluğu sokma. Çünkü orasıdır kadının şah damarı, umudu, ruhu… Kesildiği an vazgeçer kadın. Sevmekten. Beklemekten. Özlemekten ve hatta dua etmekten. Can havliyle kaçar. Yakalayamazsın. Artık o kadını yanına alamazsın. Çünkü asla sahip çıkamadığın bir kadına hesap soramazsın.

Kadınları bomba gibi düşün. Yanlış kabloyu kesersen onunla birlikte sen de patlarsın. Bu hayatta her şeyi satın alırsın, yalnız seni seven kadının yoktur fiyatı. Seni her şeye rağmen sevebilen kadını satın alamazsın, cüzdanın kilo kaybettikçe sevgileri eksilen sevgililerin olur en fazla! Bilirsin işte… Sen sen ol seni seven kadını yarı yolda bırakma. Seni seven kadın, seninle kavga eder deli gibi. Sanki birazdan boğazına yapışacak sanırsın. Korkma… Biraz yaklaş. Hemen görürsün gözlerinde ki korkuyu. Seni seven kadın hiç ama hiç susmaz! Çünkü susmuş kadın gitmiş kadındır. Susmuş bir kadın için artık sen bitmiş bir adamsındır. Bu aslında kadınların değişmez ve değiştirilmesi teklif bile edilemez olan maddelerinden biridir. Bu arada bir şey daha var. Kuştur kadın. Ve bir gökyüzü vardır her kadının. Öyle bir sevgi vermelisin ki senden göç etmediği için onu dondurmamalısın. Bunu bir zamanlar seni gökyüzü ilan etmiş bir kadının, başka bir gökyüzünde kahkaha atışını duyunca anlarsın.

Değişmek mi bu ?

Bir gün bir konuda konuşmaya başlıyorsun. Karşındaki fikirlerini söylüyor. Anlatıyor da anlatıyor. Sen de dinliyorsun. Anlattıkları sana o kadar güzel geliyor ki kusursuzu bulduğunu düşünüyorsun o an. Gel zaman git zaman o dedikleri havada kalıyor. Sana bir ütopya oluşturtuyor, sonra puff hepsini yerle bir ediyor. Acaba en başta bunu neden yaptırıyor. O anlık düşünceleri miydi onlar ? Ama bunlar anlıksa kendini öyle tanıtmak ?

Olaya bir de iyi yandan bakalım haydi. Yaşadıklarımız deriz hep. Yaşadıkları onu değiştirmiş olabilir mi diye düşün bir de. Bu kadar katı bir değişimi, eksiyle artı kadar zıt bir farklılığı sen hakettin mi ? Bu olabilir mi ?

Evet biraz bencilliğe kaçıyor. Herşey kendi istediği şekilde kusursuz. Onun kusursuzu senin mükemmelini bozuyor ama. Bunu ne yapacağız ? Senin için kusursuz olmaktan vazgeçer mi ? Ama yapmacıklık olmadan. Aslında o da senin istediğini istiyor. Çünkü başta o samimiyeti yakaladın. O zaman sorun ne ? Kontrolü elinde tutmak mı ? Bu konuda onun sözünden çıkmanı istememesi mi ?

Zamanla herşey belli olur derler. Doğrudur buna inanmışımdır hep. Bazı şeyler ne parayla ne sevgiyle gerçekleşir. Zaman en büyük sevgi, para olur. O vakit geldiğinde hala bu şekilde düşünecek mi peki ? Eğer aynıysa kendini yanlış öğretmiş sana, yalan söylemiş. Ama değilse değişmek mi bu ? Tam tersi o an onun değiştiğini düşündürmek. Öyle olmadığı halde onu öyle sanman.

Tek temennim inşallah sanmışımdır. Beni kısa süreli kandırmışsındır.

Herkes Ayrı Bir Kafada

Kimi öyle bir konuyu kafaya takıyor ki peh bu mu lan sorunun diyorsun.Herkesin sorunu kendine kardeşim.Sana göre seninki büyük bana göre benimki.Sorun kendi sorunun olunca bir benimsiyorsun,sahip çıkıyorsun zaten.Yarıştırıyorsun başkalarıyla,sen haklı çıkıyorsun hep.Tabiki seninki büyük olacak.Elinki olacak değil ya.

Ee kendininkini büyük çıkarttın sıradaki evre ?Çözümünü aramak.Neyle aramak istersin ?Tek bir sigara.Kahve-sigara.Yürüyüş.Yürüyüş-sigara.Müzik.Yürüyüş-müzik.Yürüyüş-müzik-sigara.Arkadaş.Arkadaş-sigara.Arkadaş-sigara-müzik.Kombinasyon çok, istediğini seç.Canlı veya cansız.Ya da her ikisi.

Tamam kombinasyonu da seçtin.Uyguluyorsun.Rahat mısın peki ?Oluyor mu ?İşe yarıyor mu ?Olmuyorsa kombinasyonu değiştir.Eksik ya da yanlış birşey yaptın demektir.

Bence olayı bir tartmak olsun ilk yapacağın iş.Bak bakalım neresindesin.Canlı da mı cansız da mı ?Ya da her ikisi.Doğaçlama yap yani.Ben severim çok.İnan işe yarıyor.Ama ilk bir kendini düşün.Sonra sevdiklerini.Haa canından çok sevdiklerin varsa ona lafım yok.

Bir de işe iyi tarafından bakalım.Her şerde bir hayır vardır demişler.İnanırım da ben bu söze.Derdin yok varsaydım.Herşey on numara.Kaybetme korkun yok.Sıkıntın yok.Elindekinin kıymetini bilebilir misin ?Herşey mükemmelken aslında ne kadar şanslı olduğunu farkedebilir misin ?Sanmıyorum.Negatif olmadan pozitifin anlamı yok biliyor musun ?

Çözümdaşların vardır bir de.Çözümdaş dediğim;seni dinleyip derdine,sıkıntına çözüm bulan arkadaşın.Ne zaman olursa arayabileceğin.Sen aradığında of demiyenin.Sabırla seni dinleyenin.Seninle ağlayabilenin.Yükünün yarısını kendi sırtına alabilenin.Farkederler zaten onlar seni.Sen derdinden bahsetmeden neyin var diye sorarlar.Anlat onlara çekinme.İçine atmak kadar kötüsü olamaz.Paylaştıkça azalanlardandır dert,sıkıntı.

Kitaplar var bir de.Sana bilmediklerini öğreten.Ögretirken sıkılmayan.Yapraklarını çevirdikçe saçlarını okşarmış gibi hisseden.Ik mık demeyen.Sen eline aldıkça mutlu olan.Ayracı diğer saçına taktığında yüzü gülen.Onu bitirip terkettiğinde sana darılmayan.Bazen dünyanın bir ucu olur sana,bazense hemen yanın.Bazen keder olur sana,bazense mutluluk.Bazen arkadaş olur sana,bazense düşman.Bazen uç bucak sonsuzu düşündürür,bazense bir hücreye hapseder.Bazen pamuklar üstünde bırakır seni,bazense dikenli tellerde.

Kafalar güzel.Hayat devam ediyor.Hep dediğim birşey var aklında tut onu.Şu dünyada takacağın iki şey olsun.Biri saatin,diğeri kulaklığın ..